BİREYSEL TERAPİ
Bireysel terapi, yaşamın zorlu dönemlerinde destek almak, kişisel büyüme ve gelişmeyi tecrübe etmek amacıyla danışan ve alanında uzmanlaşmış bir psikoterapist arasında gönüllülük ve gizlilik esasına dayalı olarak yürütülen, sınırları meslek etiği çerçevesinde belirlenmiş profesyonel bir yardım sürecidir.
Bireysel terapinin amacı nedir?
Bireysel terapide amaç danışanın iyilik halini, hayatın zorluk ve sıkıntılarıyla baş edebilme becerisini geliştirebilmektir. Danışanın duygularını, inançlarını ve davranışlarını keşfetmelerini, güncel sorunlar üzerinde etkili olan erken çocukluk anılarıyla çalışmalarını, yaşamlarında değiştirmek istedikleri alanları tanımlamalarını, kendilerini ve başkalarını daha iyi anlamalarını, kişisel hedeflerini belirlemelerini ve istenen değişime yönelik çalışma motivasyonlarını geliştirmeyi hedefler.
Bireysel terapiye neden ihtiyaç duyarız?
Fıtraten insan yaşamdaki pek çok güçlükle baş edebilecek donanımda yaratılmıştır. Zor durumda kaldığımız zamanlarda kişiliğimiz, yetiştirilme tarzımız ve aile geleneğimiz tarafından belirlenen bireysel ve sosyal destek kaynaklarımıza başvurur, sorunun üstesinden gelebiliriz. Kimi zaman ise insan olmanın doğası gereği baş etme gücümüzü aşan durumlarla karşılaşabiliriz. Ne olduğunu tam olarak anlamadan kendimizi derin bir çıkmazın içinde bulabiliriz.
Bu bir ilişki sorunu, yaşamın anlam ve amacına dair bir dönemeç, anne-çocuk ilişkisindeki aksamalar, depresyon ve kaygı sorunları, evlilik ve ilişki zorlukları, üstesinden gelinemeyen takıntılı düşünce ve davranışlar şeklinde çok geniş bir yelpazede ortaya çıkabilir. İşte bu noktada içimizde büyüyen, çoğu zaman anlam veremediğimiz ama düşünce, duygu ve davranış dünyamızı bütünüyle kuşatmış bu sorunla baş edebilmek için uzman bir terapistin desteğine ihtiyaç duyarız. Terapist, bizi yargılamadan, eleştirmeden anlamaya çalışacak, bizi olduğumuz gibi kabul edecek, ruhsal dünyamızı anlamada bize ayna tutacak, güçlenip, gelişerek, iyi olma halini yine “kendi içimizde” bulmamıza yardım edecek profesyonel bir yol arkadaşıdır. Görevi bireyin objektif bir biçimde kendini tanımasına yardımcı olmak ve yaşamın geri kalanıyla baş edebilmesi için onu güçlendirmektir.
Kurumumuzda bireysel terapi
İhtiyaç duyulduğu gözlenen öğrencilerimiz, bireysel hocaları tarafından kurumumuzda bulunan alanlarında uzman psikologlarımıza yönlendirilerek terapi süreçleri başlatılmaktadır.
İhtiyaç halinde bulunan velilerimize, kendi istekleri doğrultusunda terapi süreci başlatılarak, karşılaştıkları zor süreçleri başa çıkma becerileri kazandırarak aşmalarına yardımcı olmaktayız.
UZ.KLİNİK PSİKOLOG
BETÜL TÜZÜN
GRUP TERAPİSİ NEDİR ?
Grup terapisi, bireysel terapinin grupla yapılan halidir. Grup terapisinde danışanlar kendilerininkine benzer sıkıntıları olan diğer danışanlarla beraber, eğitim almış lider bir psikoterapist eşliğinde belirli bir amaca yönelik olarak çalışırlar. Gruplar genel olarak 6-12 kişiden oluşur ve haftada bir 90 dakikalık seanslar halinde yaklaşık 12 hafta devam eder. Gruplar genellikle sosyal fobi, bağımlılıklar, iletişim becerileri, girişkenlik gibi belirlenmiş temalar üzerine yoğunlaşıp belirli alanlarda işlevselliğin artırılmasını hedefler.
İnsanlar küçük ve geniş gruplar halinde yaşar ve etkileşimlerde bulunurlar. Adeta içinde yaşanılan toplumun bir minyatürünü sağlayan grup psikoterapilerinde, hastalar/ danışanlar, kendilerini ve diğerlerini daha iyi anlama, tanıma ve kendilerini değiştirme, geliştirme fırsatı bulurlar.
Grup Terapisinin Faydaları
Birçok kişi tanımadığı kişilerden oluşan bir grubun içinde kendi sıkıntılarından bahsetmeyi oldukça ürkütücü bulabilir ve bu yaşantıdan kaçınabilir. Oysaki grup terapisinin bireysel terapide olmayan birçok faydası bulunmaktadır. Grup terapisinin ilk olarak ortaya çıkışı bireysel terapinin daha maliyetli oluşuyla ilgiliydi. Fakat daha sonra grup terapisinin bireysel terapiden daha farklı faydalarının da olduğunun ortaya çıkmasıyla, grup terapileri yaygın olarak kullanılan bir terapi yöntemi haline gelmiştir. Ekonomik olarak bireysel terapiden daha uygun olmakla birlikte grup terapisinin diğer faydaları da oldukça önemlidir. Öncelikle gruba katılan danışan, kendisine benzer sıkıntılar yaşayan kişilerle tanışmakta ve yaşadığı sorunla ilgili yalnız olmadığını görmektedir. Aynı zamanda yaşadığı sıkıntıya ilişkin farklı bakış açılarını görüp sorunları ele almanın birden fazla yolu olduğunu fark edebilme fırsatı bulur. Başkalarını dinlemek kişinin kendisine yönelik farkındalığını da artırır. Ayrıca, bir gruba ait olmak, grup tarafından kabullenilmek ve desteklenmek kişi için oldukça iyileştirici bir etkiye sahip olur.
Grup Terapisinin Hedefi Nedir?
Grup üyelerinin birbiri için sosyal destek sağlaması, tecrübelerini paylaşması, farkındalık ve öz farkındalık kazanmalarıdır.
Duygularınızı ifade etmek, acı, öfke ve üzüntü gibi güçlü duyguları azaltır. Benzer sorunlarla boğuşan insanlar tarafından çevrelendiğinizde, duygularınızı paylaşmak, bir desteğin sağlanmasına yol açabilir. Grup terapisinde konuştuğunuzda, aynı zamanda kendiniz hakkında bilgi sahibi olursunuz. Bazen, yüksek sesle ifade edene kadar hislerimizin farkına varamayız. Bu kendiliğinden açığa çıkma, terapinin iyi çalışmasının nedenlerinden birisidir: Sorunlarımızı dile getirerek kendimizi öğreniriz.
Kurumumuzda Grup Terapisi
Öğrencilerimizi kendi yaş kategorilerine ve düzeylerine uygun gruplarımıza ekleyerek akran ilişkileri, sosyal beceriler, farkındalık kazanımları konusunda psikoeğitime dahil etmekteyiz.
UZ. KLİNİK PSİKOLOG
BETÜL TÜZÜN
HİPOTERAPİ
Hipoterapi, atın çok boyutlu hareketini kullanarak uygulanan tedavi yöntemine verilen isimdir. Eski Yunanca’da Hippos”, at anlamına gelmektedir. Tarihsel olarak, atın tedavideki yararları MÖ. 460 yıllarında fark edilmiştir. 1950'lerden itibaren yoğun olarak kullanılan, bugün yurtdışında da özel Hipoterapi merkezlerinde Fizyoterapistlerin kontrolünde uygulanan Hipoterapi ülkemizde de oldukça popüler bir tedavi yöntemidir.
Hipoterapi, fizik tedavi seansı alan hastalara destek amacının yanı sıra zihinsel ve bedensel engelli hastaların algı ve fiziksel fonksiyonlarının geliştirilmesine katkı sağladığı için ilaç tedavisi, cerrahi ve rehabilitasyon gibi asıl tedavi yöntemlerinin alternatifi olarak değil, destek bir uygulama olarak önerilir.
Bir at dakikada yaklaşık yüz titreşimsel sinyali biniciye aktarabilir.
Böylece refleks düzeyde, binicinin hemen hemen tüm kas grupları çalıştırılmış; ince motor becerilerinin gelişimi uyarılmış; karmaşık, hassas ve net hareketlerin oluşumu sağlanmış olur.
Atın dinamik hareketi hastanın sinir sistemini organize ettiği için vücudun çevreye karşı nasıl uyum sağladığı konusunda bir algı ve farkındalık oluşur,
Atın yürüyüşünün çok boyutlu salınma ritmi; normal yürüme siklusunda oluşan pelvik hareketlere benzemekte ve hastanın pelvis kuşağına normal bir yürüyüşten iki kat daha etki etmektedir. Böylece hastadaki duyusal girdiyi artırmaktadır.
Atın sıcaklığı, insan sıcaklığına nazaran 1,5-2 C° daha yüksektir. Bu yüzden bir gevşeme tekniği olarak da görev görür.
Sıcaklık sayesinde binicinin iç organların aktivitesini uyaran belirli kas refleksleri de aktif hale gelir. Bu yüzden Hipoterapi, gastrointestinal sistem hastalıkları, kardiyovasküler sistem hastalıkları, poststroke (felç sonrası) tedavi gibi çok daha farklı alanlardaki tedaviler için de alternatif olarak kullanılır.
Yaş grupları ve uygulanacak olan tedavinin özelliğine göre Fizyoterapist, Dil-Konuşma Terapisti, Psikolog gibi sağlık profesyonellerine danışılmalı ve yardım alınmalıdır.
Hipoterapi dersleri, teknik donanımı olan binicilik tesislerinde uygulanır.
Binicilik eğitmenleri, aldıkları eğitiminden sonra Fizyoterapist tarafından hazırlanan programı uygularlar. Farklı yaş gruplarındaki çocuklar için gerek engelleri kaldırma yönünde gerekse tedavi yönünde oldukça yararlı bir tedavi yöntemidir.
Ayrıca çocuklar da bunu bir terapi seansı olarak değil de bir oyun olarak algıladıkları için oldukça keyifli vakit geçirmektedirler.
Fizyoterapist
Seyhun Nur KALAYLI
Oyun Terapisi Nedir ?
Çocukların ruhsal sıkıntılarını dışa vurmalarını sağlayan terapi türüdür. Oyun terapisi, çocukların söze dökemedikleri ruhsal sorunlarını aktarmalarına oyun ve oyuncak aracılıyla sürdürülmektedir. Çoğu zaman
çocukların yaşamakta oldukları ruhsal sorunlar ebeveynleri tarafından olumsuz davranışlar olarak yansıtıldığı zaman görülmekte ve çözüm arayışına girilmektedir,
Oyun terapisi çocukların kendilerinin bile fark etmekte zorlandıkları ama canlarını yakan sorumların giderilmesini, daha rahat, kendinden emin, güçlü bir yaşantıya ulaşmalarını hedeflemektedir. Çocuklar yetişkinler
gibi iletişim kurumamaktadırlar, ne çocuklar yetişkinlerin süslü cümlelerini ifadelerini anlamlandırabilir ne de çocuklar. Oyun terapisi, yetişkin ve çocuk arasındaki iletişim bağını oyun ile kurar. Çocuk ve terapist arasında bu güçlü ve güvenilir iletişim bağı kurulması halimde çocuklarım yaşamakta olduğu olumsuz davranışlar sönmeye başlar.
Ancak; bu sönme belli bir sistem ile gerçekleşmez. Çocuklarım kendilerini hazır hissettiği hızda, hazır hissettiği zaman gerçekleşir.İyileşmenin hızı çocuğun kendine bakmaya cesareti ve ebeveynden aldığı güç ve cesaretle orantılı olacaktır. Çocuk süreç çocuk olası yaşayabileceği olumsuzluklar sonucunda yanında ebeveyninin desteğinin olduğunu bilmeli ve hissetmelidir.
Oyun Terapisti Kimdir ?
Oyun terapisti, 2-12 yaş arası çocuklar ile çalışan ruh sağlığı profesyonelleridir. 4 yıllık psikoloji lisansı üzerine klinik alanda uzmanlığını tamamlamış ve oyun terapisi alanımda eğitimlerini tamamlayarak deneyim kazanmış uzmanlardır. Ruhsal sıkıntılarınız için destek almayı planlamaktaysanız, destek alacağımız uzmanların lisans
belgesini sormaktan çekinmeyiniz.
Terapide İzlenen Yol Nelerdir ?
Terapistle ilk başvurunun ardından anne, baba ve çocuğun bulunduğu ortamda detaylı bir görüşme yapılmaktadır. Bu görüşmede yaşanan sorun öğrenilerek çocuğun ve ailenin gelişim öyküsü alınır. İkinci
görüşmeden itibaren çocuk ile oyun odasına girilir ve terapi sürecibaşlamış olur. Selamlar ardından aileden çocuğun gözlemlenmesi ve bu gözlemlerin terapist ile paylaşılması beklenir. Süreç çocuğun hazır
olunuşluğuna bağlı olarak şekillenmektedir.
Oyun Terapisinin Yararları
Çocuğun duygularını tanımasını, ifade edebilmesini ve yaşadığı olayları anlamlandırmasını kolaylaştırır.
Çocuk, koşulsuz olumlu kabul ile oyun odasında bulunduğu için kendini tanımaya cesaret bulacak, bu cesaret
ile yeni şeyler deneyimlenebilecek, farklı deneyimler de çocuğun kendisine olan güvenini arttıracaktır.
Kendine güveni yüksek olan çocuklar, yetişkinlik zamanında başarıya ulaşabilen bağımsız bireyler
olmaktadırlar.
Çocuklarım, yaşamakta oldukları olumsuz yaşantılarım etkisi azaltılarak göstertmiş oldukları olumsuz davranışlar da en aza inmekte ve sönmektedir. Olumsuz davranışlarım sönmesi ile birlikte yerine daha
işlevsel ve olumlu davranışlar oluşturulur. Ve bu yeni davranışlara dair çözümleri çocuk kendi ruh dünyasından
getirdiği kendine özgü çözümler ile getirmektedir. Çocuğun kendi bulduğu, ona ait güçlü çözümler olmaktadır.
Oyun Terapisinde Yarar Sağlanan Vakalar
- Ailede yaşanan çatışma, boşanma yada ayrılık ile ilgilenen çocuklar,
- Duygusal, fiziksel yada cinsel tacize uğramış çocuklar,
- Evlat edinilmiş çocuklar,
- Sevilen birinin ölümü yada hastalığı ile uğraşan çocuklar,
- Aile içi şiddet gören çocuklar,
- Kronik hastalık ile uğraşan çocuklar,
- Dikkat eksikliği tanısı almış çocuklar,
- Öfke kontrol bozukluğu olan çocuklar,
- Ayrılık anksiyetesi yaşayan çocuklar,
- Aşırı utangaçlık yaşayan çocuklar,
- Düşük benlik saygısı olan çocuklar,
- Öğrenme güçlüğü yada diğer okul problemleri yaşayan çocuklar,
- Tıbbi bir nedene bağlı olmayan baş ağrıları yada mide ağrıları gibi fiziksel semptomlar yaşayan çocuklar,
- Takıntılı cinsel davranışı olan çocuklar
- Özgüven problemleri yaşayan çocuklar,
- Kardeş kıskançlığı yaşayan çocuklar,
- Sınır koyamayan ailelerin çocukları,
- Otorite sıkıntısı olan çocuklar
Uzman Klinik Psikolog
Melike ADLI
DUYU BÜTÜNLEME NEDİR?
Çocuğunuz;
Her gün çevreden gelen uyarıları deneyimleriz ve duyusal bilgileri de yorumlarız. Duyu bütünleme, kişinin kendi vücudundan ve çevreden gelen duyusal bilgileri organize eden, uygun şekilde kullanmayı mümkün kılan nörolojik bir işlem olarak tanımlanmıştır. Yani duyu entegrasyonu temelde beyin işleyişi ile ilgilidir.
Çevreden gelen uyarıları algılamamızı sağlayan ve bu uyarılara adaptif cevap vermemize neden olan duyu uyaranlarımız vardır.
Duyularımız ;
Kas ve Eklem (proprioseptif) duyusu vücudumuza ne kadar kuvvet uyguladığımızı, vücut uzuvlarımızın vücudumuza göre nerede olduğunu anlamamızı sağlar; yani vücut farkındalığımızı sağlayan duyumuzdur. Bahsedilen duyuların algısında ve entegrasyonunda sıkıntı yaşayan çocuk veya erişkin kişilerde Duyu Bütünleme Terapisi uygulanmaktadır.
“Beynimizin gelen duyusal bilgileri düzenlediği ve yorumladığı sürece duyu bütünleme denir.”
Duyusal Bütünlemede Amaç: İnsan vücudunun bazı bölgelerini uyararak, duyuların birbirleri ile uyumlu şekilde çalışmalarını sağlamaktır. Duyuların hareketle uyumlu bir şekilde çalıştığı takdirde beynimiz gelişmeye ve yeni bilgileri doğru şekilde öğrenmeye açık hale gelir.
Duyuların Davranış Üzerine Etkisi: Çocuklarda duyu bütünleme tipik çocukluk deneyimleri ile gelişir. Çocuklar bu duyusal deneyimler ile gelen duyusal girdiyi yorumlama, algılama ve uygun cevap oluşturma ile gelişirler. Koşma, sallanma, yuvarlanma gibi aktiviteler ile vücutlarının uzaydaki konumu hakkında bilgi sahibi olurlar. Bu kazanım ve bilgiler kişinin yeryüzünde güvenli şekilde gezinmelerini sağlar. Giyinme, yemek yeme, sakin kalabilme ve günlük yaşamdaki zorluklar ortaya çıkan çocuklarda duyu bütünleme problemleri mevcuttur.Bu problem sıklıkla duyu bütünleme bozukluğu veya duyusal işlem bozukluğu olarak ortaya çıkabilmektedir.
“Duyuların yeterli entegrasyonu sağlanmadığı takdirde davranışsal bozukluklar ortaya çıkar.”
Duyusal İşlemleme Bozukluğu ;
Genellikle tipik bir fonksiyonelliğe sahip olan çocuklarda, otizm spektrum bozukluğunda, dikkat dağınıklığında ve öğrenme güçlüklerinde görülür. Bu çocukların duyularında özellikle dokunma, işitme, tat, görme, koku ve hareket gibi efektif gelen bilgilerde işleme yapılamamaktadır. Duyusal hassasiyetler, motor becerilerde gecikmeler, kendini sakinleştirmeyle ilgili zorluklar, dikkat ve davranış problemleri ile karşılaşılmaktadır.
Duyusal Modülasyon Disfonksiyonu ;
Başkaları için tipik ve rahatsız etmeyen duygusal bilgiye aşırı tepkisellik ile karakterize bir durumdur. Sakinleşmeme (self-regülasyon), savaş, kaç ya da don cevapları ile sonuçlanır. Elbiselere aşırı hassas, yemekte mız mız-seçici seslere karşı aşırı tepkili veya hareketli aktivitelerden korkabilir. Duyusal bilginin önemli özelliklerini işlemleme ve yorumlamada ki zorluktur.
Duyusal Diskrimnasyon(Ayırt Etme) Disfonksiyonu:
Kişinin, başının hangi pozisyonda olduğunu, hareket durumunu(hareketli/durgun) hangi yöne hareket ettiğini ayırt etmesi en güzel örnektir. Duyusal bilginin ayırt edilmesi; kişinin motor becerileri sergilemesini sağlar ve bu alandaki zorluklar spor, el yazısı, koordinasyon ve top oynama becerileri gibi postüral kontrol ve motor beceri gerektiren alandaki problemler ile sonuçlanır.
Praksis Bozuklukları ;
Motor planlama, vücudun iki tarafını koordine etme ve zamanlama ile hareket içeren komplike motor koordinasyon aktiviteleri uzay boşluğunda sergilemedeki problemleri içerir. Praksis alan problemleri; giyinme, alet kullanımı, oyun oynama, ev ödevini organize etmek gibi motor görev ve aktivitelerdir.
ERGOTERAPİST
ESRA TÜKELTÜRK
İçerik Güncelleniyor...
İçerik Güncelleniyor...
İçerik Güncelleniyor...
İçerik Güncelleniyor...